Özellikle son zamanlarda hem erkekler hem de kadınlar tarafından yaptırılan lazer epilasyon işlemi bazen kişilerde sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Özellikle vücutta yanık oluşması en sık rastlanan problemlerdendir.
Lazer Epilasyon Hatası Nedeniyle Şikayet Hakkı
Lazer epilasyon işleminden sonra vücudunda yanık oluşan veya başka herhangi bir sağlık sorunuyla (vücutta morluk, renk değişikliği, deformasyon vb.) karşılaşan kişi lazer işlemi yapan kişi veya işletmeyi şikâyet etme hakkına sahiptir. Güzellik ve epilasyon merkezleri ile ilgili sıkça karşılaşılan uyuşmazlıklardan diğeri ise yanıklar, kalıcı izler gibi konusu Ceza Hukuku bağlamında genellikle taksirle yaralama suçuna (TCK 89) giren eylemlerdir. Bu gibi durumlarda Ceza Avukatı olarak müvekkillerimize tavsiyemiz; derhal bir sağlık kurumundan yaralanmaya ilişkin durum bildirir sağlık raporu almalarıdır. Alınan rapora, yaralanmanın boyutuna göre savcılık makamlarına şikâyet yapılabilir. Lazer epilasyon hatası nedeniyle işlenen taksirle yaralama suçu şikayete tabidir. Mağdurun şikayeti olmadan kişi veya işletme hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmayacaktır. Ancak suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmaz.
Yargıtay 12. CD., E. 2013/20420 K. 2014/13908 T. 05.06.2014
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Medikal estetik doktoru olan sanığın, katılanın kol ve bacaklarında lazer epilasyon sonrası oluşmuş bir takım pigment lekeleri ve izlerin tedavisi için fraksiyonel lazer tedavisini önerdiği, sanığın sahibi olduğu Estetik Merkezi’nde sanık tarafından iki seans halinde uygulandığı, ilk seansın 5 Şubat 2010 tarihinde yapıldığı, seanstan sonra katılanın vücudunda yanıklar oluştuğu, iki hafta sonra yanıklarda oluşan kabukların soyulduğu ve cilt renginde düzelmeler olduğu bunun üzerine 19 Mart 2010 tarihinde ikinci seansın yapıldığı, katılanın iddiasına göre 3. seansa gerek kalmaması için 2. seansta ısı düzeyinin arttırıldığı ve ikinci seanstan sonra 1 ay boyunca tansiyon düşüklüğü ile iki kol ve bacağında ağır yanıklar oluştuğu, sanığın yanıkların zamanla geçeceğini her şeyin normal olduğunu söylediği ve yanıklara hiçbir tedavi uygulamadığı gibi bahsedilen lazer tedavisinin muhtemel sonuçları ve yan etkilerinin katılana anlatılmadığı, ilk seanstan sonra cildinin yeni bir seansı daha kaldırıp kaldıramayacağı kontrol edilmeden 2. seansın yapıldığı, yüksek dozda yapılan uygulama ile kol ve bacaklarının iz bırakacak şekilde yandığından bahisle şikayetçi olduğu olayda ,
3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 5 kasım 2012 tarihli raporunda: “fonksiyoneL lazer işleminin yapıldığı tarihlere ait yapılan işlem ve süresi ile ilgili tıbbi kayıtları mevcut olmamakla birlikte iki seans arasındaki süre dikkate alındığında 2. seansın erken yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu durumun da fraksiyonel lazer işlemine bağlı gelişen lezyonların iyileşme süresinin uzamasına neden olabileceği, kişinin kurulumuzca 6.5.2011 tarihinde yapılan muayenesinde epilasyon yapılan ve yapılmayan alanlar arasında belirgin cilt değişikliği tesbit edilmediği, fraksiyonel lazer işlemi akabinde gelişen cilt lezyonlarının her lazer işlemi sonrasında da ortaya çıkabilecek komplikasyonlardan olduğu cihetle Dr.N.. D..’in eylemine kusur atfedilemeyeceği” belirtilmekle mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Lazer Epilasyon Hataları Nedeniyle Tazminat Hakkı
Türk Borçlar Kanunu 49. ve devamı maddelerinde haksız fiil ve haksız fiil nedeniyle sorumluluk düzenlenmiştir. Kanunda yapılan düzenlemelere göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Meydana gelen zararın ispatında, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Zara gören, zararını ispat etmek şartı ile meydana gelen zararının giderilmesi amacı ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Kanunda yapılan düzenlemeler gereğince Hâkim, maddi tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut maddi tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, maddi tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarar gören tarafından talep edilecek manevi tazminatta ise hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Günümüzde güzellik merkezlerinde pek çok farklı uygulama yapılmaktadır. Teknolojik aletlerin kullanılması ile yapılan bu uygulamalar sonucunda hizmet alanlar beklenmeyen etkilerle karşılaşabilmektedir. Güzellik merkezlerinde sıkça yapılan uygulamaların başında lazer epilasyonlar gelmektedir. Hizmet alanlar bilinçsiz olarak yapılan lazer epilasyon işlemleri sonucunda yanıklar, yaralar ve vücutta geçici ve kalıcı izler ile karşılaşabilmektedir. Hiç şüphe yoktur ki hizmet sağlayıcı tarafından bilinçsiz olarak yapılan epilasyon işlemi sonucunda herhangi bir zararın meydana gelmesi halinde, hizmet sağlayıcı en genel ifade ile haksız fiil sorumluluğu kapsamında bu zararlardan sorumlu olacaktır.
3. Hukuk Dairesi 2014/19682 E. , 2015/15750 K.
“İçtihat Metni””…Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır…Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek, takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Hal böyle olunca, davalıların uyguladığı hatalı lazer epilasyon işlemi sonucunda, davacı iş sahibinin istediği sonuca ulaşamadığı, vücudunda yanıklar meydana geldiği, çektiği sıkıntı ve ızdırap da dikkate alındığında, davacı lehine uygun oranda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir…”’
Hukuk Dairesi 2014/19681 E. , 2015/15751 K.
“İçtihat Metni”
Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek, takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Hal böyle olunca, davalıların uyguladığı hatalı lazer epilasyon işlemi sonucunda, davacı iş sahibinin istediği sonuca ulaşamadığı, yüzünde yanıklar meydana geldiği, çektiği sıkıntı ve ızdırap da dikkate alındığında, davacı lehine uygun oranda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Lazer Epilasyon Maddi ve Manevi Tazminat Davası Görevli Mahkeme
Lazer epilasyon hizmeti niteliği gereği, tedavi veya estetik amaçlar dışında yapıldığında davaya bakmaya genel mahkeme değil ,Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/2328 E 2017/4047K sayılı 21.11.2017 tarihli ilamı;
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, lazer epilasyon hizmeti sözleşmesinden cayma hakkını kullanan tüketicinin, sözleşme bedelinin iadesi istemine dair olup, tüketici mahkemesince; taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğine dair görevsizlik kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davalı ile 07.09.2013 tarihli sözleşme ile, 5.000,00 TL’nin kredi kartından on taksit halinde çekilmesi karşılığında, lazer epilasyon hizmeti almak üzere anlaştıklarını, yeterince incelemeden imzaladığı sözleşmeden 08.09.2013 tarihinde e-mail yoluyla cayıp, davalıya bildirmesine rağmen, taksitlerin kredi kartından tahsiline devam edildiğini belirterek, 5.000,00 TL’nin faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalının tüketici mahkemesinin görevli olmadığına dair itirazı kabul edilerek, davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 1. vd. maddelerine göre mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Davada öncelikle, lazer epilasyon hizmetine dair sözleşmenin tüketici işlemi sayılıp sayılmayacağı hususu çözümlenmelidir. 6502 Sayılı Yasa’nın. geçici 1. maddesine göre uygulanması gereken, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 Sayılı Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde; Kanun’un amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanun’un 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım ses, görüntü ve benzeri gayrimaddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek ve tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan Kanun’un 3/d maddesinde “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için Kanun’un amacı içinde, yukarda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına dair bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 Sayılı Kanun’un 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacının yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının da satıcı (hizmet sağlayıcı) olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme ve dava dilekçesi içeriğine göre lazer epilasyon hizmeti niteliği gereği, tedavi veya estetik amaçlar dışında yapıldığında davaya bakmaya genel mahkeme değil tüketici mahkemesi görevlidir. (Nitekim B.K.. Yargıtay 13. HD 11.09.2012 tarih 2012/18626-19294 E-K sayılı kararı) Taraflarca ileri sürülmese bile görevin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödenen temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.